Salı, Eylül 6

Kadınları Anlama Kılavuzu


Erkekler şöyle, erkekler böyle deriz, erkekleri mercek altına alıp onları anlata anlata bitiremeyiz. Peki ama hanımlar biz sütten çıkmış ak kaşık mıyız yani? Bizim de çekilmez hallerimiz, olur olmaz değişimlerimiz yok mu? Hadi gelin bir değişiklik yapalım, bu seferki yazıyı da beyler için bizi anlama kılavuzu olarak hazırlayalım.
Evet beyler hazırsanız başlıyoruz;

Bir kadının beyninden geçenlerle ağzından çıkanlar arasında hiçbir zaman %100 senkronizasyon yoktur. Hayır derse o belki, belki derse o evet, evet derse o hayatta olmaz anlamına gelebilir. Bir kadın “beni bir daha arama” diyorsa bu “beni bir daha arama” anlamına geldiği gibi, “beni defalarca ara” anlamına da gelebilir. Hatta beni bir daha arama diyen kadın “beni arama, kapıma dayan, kul köle ol, yalvar yakar” demek istiyor bile olabilir.

“Her şeyi tamamen unuttum” diyen kadın yalancı kadındır. Kadın dediğin kirli çıkının tekidir. Asla unutmaz. Beyin korteksinin en ıssız köşelerinde dahi olsa, gerektiğinde kullanılmak üzere her türlü anıyı itinayla saklar. Evet, çok derinlere gömer fakat asla imha etmez. Acil durumlar için her zaman saklar.

“Beklentim yok” diyen kadına da asla inanmayın. En beklentisiz görünen kadın bile görüntüsüne inat bir şeyler bekler. Çünkü bir kadın asla beklentisiz yaşayamaz. Bilimsel olarak açıklamak gerekirse; potansiyel bir ilişkinin tohumları atıldığı anda, kadın beynindeki beklenti hücreleri aktive olur. Kadın o saatten sonra aramanızı bekler, sormanızı bekler, ilgi göstermenizi bekler, düşünmenizi bekler, çabalamanızı bekler… En umursamaz ilişkide bile, umursamaz görünür ama umursanmayı bekler. Yani bekler de bekler. İşte bu yüzden bir kadının ömrü beklemekle geçer.

Bir kadın asla karşısındakini olduğu gibi kabul edip, elindekiyle mutlu olmayı bilmez. Bir erkek yeterince arıyorsa daha çok aramasını ister, daha çok aradığın da daha az aramasını. Özel günleri hatırlamıyorsa zorla hatırlamasını ister, sonra da zorla hatırlamaktansa hiç hatırlamamasını. Fiziksel olarak da öyle. Mesela karşısındaki erkek kısa saçlıysa saçını biraz daha uzatmasını, hantal görünüyorsa biraz daha fit olmasını ya da giyim tarzını onun zevkine göre uyarlamasını.

Ayrıca bir kadın potansiyel ilgi manyağıdır. Bir erkeğe karşı bir şeyler hissediyorsa ilgi görmekten mutlu olması ne ala, ona lafım yok. Ama bir kadın zaman zaman hiçbir şey hissetmediği bir erkeğin ilgisinden de hoşlanabilir. O ilgiyle alıp egosunu güzelce bir siler, parlatır, cilalar sonra da ondan sıkılır ve kurtulmak için var gücüyle uğraşır. Parlayan egosuyla gördüğü ilgiyi beğenmemeye başlar, ilgiden kurtulunca da “ne olacak benim bu halim” diye yakınır da yakınır.

Kadın oldukça riskli bir canlıdır. Bir an mutluyken bir diğer an mutsuz olabilir. Her an depresyona girip, birden depresyondan çıkabilir. Bir anda parlayıp, bir anda sönebilir. Merkür’den etkilenir, havanın kasvetli olmasından etkilenir, hormonlarının çıldırmış olmasından etkilenebilir ve tutarsız hareketlerine çok güzel kılıflar uydurup, onlar için çokta şahane bahaneler bulabilir.

Bitti mi sanıyorsunuz? Tabi ki de hayır! Devamı gelecek çünkü bir kadının anatomisinden 12 ciltlik kitap yazılabilir. Ve beyler biliyorum belki de ilk kez bu yazımı sonuna kadar destekliyor ve muhtemelen kadın milletiyle ilgili yazdıklarımın hepsine katılıyorsunuz.

Ama asıl komik olan ne biliyor musunuz? Siz, bizim bu dengesiz, tutarsız ve ne istediğini bilmeyen halimizden yaka silkip, sonra da yine bize aşık oluyorsunuz!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...