Pazartesi, Ocak 17

İşte Gerçek “Secret”



Son yıllarda olmasını istediğimiz her şeyi pozitif enerjiyle evrene yollama ve başımıza gelen iyi ya da kötü her şeyde evreni suçlama gibi bir huy edindik. İyi düşün iyi olsun felsefesini alıp, az biraz kuantum fiziği ekleyip, çekim yasası terimleriyle kafamızı iyice karıştırıp bilimselliğe bağlayan kişisel gelişim kitaplarıyla ortaya çıkan bu hastalık, hızla hepimize bulaştı.

Peki bizler iyi, kötü her türlü mesajımızı enerji yoluyla evrene gönderirken ne kadar gerçeklikten uzak bir iş yapıyor olduğumuzu düşündük mü? Nereye gider bu mesajlar, nerede depolanır, bize hangi zaman aralığında geri döner, göndermemiz gereken açık bir adres var mıdır yoksa ortaya fırlatsak o yolunu bulur mu? Peki ya kötü enerjilerimiz iyilerden daha fazlaysa, o zaman 3 kötü 1 iyiyi yok edebilir mi ya da tam tersi? Peki biz bu çekim yasasını kişiselleştirip adına “bumerang etkisi“ diyebilir miyiz ya da ne bileyim “beton etkisi”? Çünkü bazen aklımıza gelen başımıza geldiğinde beton bir duvara çarpmış gibi oluyoruz da!

Her şey bir yana ben bizi iyi düşünmeye teşvik eden, her birimizi sevgi pıtırcığı gibi pozitif olmaya yönelten bu felsefeyi sevsem de, her şeyi evrene bırakma kısmına tamamen karşıyım. “Beni Sevsin”, “Bana geri dönsün”, “İşler iyi gitsin”, “Artık çok mutlu olayım”… Hoop hepsini yolla evrene! … Peki ya sonra?
Gönderdik gönderdik de biz ne yaptık kendimiz için oturup beklemekten başka? Beni sevsin dedik oturup sevmesini bekledik, tanışmak istedik evrene mesajımızı gönderdik, gelip tanışmasını bekledik… Sanki bütün bu enerjimizi evrene değil de, mesajın asıl muhatabına yöneltseydik daha hızlı yol alırdık hani! Tanışmak için bir ufak bir tebessüm, seni sevmesi için seni tanıması yeterdi belki de… Hani biraz tembellik mi ettik ne? İşin kolayına kaçalım dedik, çabalamaktan kaçtık böylece hayal kırıklıklarını en aza indirmeye çalıştık sonra bir baktık olmasını istediğimiz hayallerimizde en aza inmiş çünkü evrene gönderilmiş, evren çok meşgulmüş, hepsi beklemede kalmış!

Yani kıssadan hisse, filozofunuzun diyeceği şudur ki; elinizden gelmeyenlere lafım yok ama elinizden gelen durumları evrene bırakmayın. Kalkın oturduğunuz yerden, harekete geçin, düşünün, plan yapın, uygulamaya çalışın, hatta yüzünüze gözünüze bulaştırın, tekrar deneyin, çabalayın, uğraşın, didinin, illa ki olur!…

Baktınız hala olmuyor işte o zaman oturun köşeye en sinirli ama pozitif halinizi takının ve başlayın evrene isteklerinizi sıralamaya, bakalım o bu işle başa çıkabiliyor mu?

Şimdi yüksek müsadenizle ben en tatlı gülümsememi takındım ve harekete geçmeye gidiyorum. Gelen var mı?

Çarşamba, Ocak 12

Gezdim Gördüm Giydim'de tepeden tırnağa casual H&M!!

Ofiste rahat olmak benim için en önemli şey o yüzden bir jean, bir gömlek üstüne de bol bir hırka, ayağıma da çok sevdiğim deri kahverengi ASH'lerimi giydim. Kıyafetlerin hepsi de H&M olunca, 
işte budur dedim:)
Gömlek, Jean, Çanta, Hırka, // H&M, Kemer // Topshop

Ayakkabılarımı herkes Converse'le karıştırıyor ama kendileri çok sevdiğim bir İtalyan markası olan ASH. ASH'leri daha çok seviyorum, hem modeller herkeste yok, hem de daha tarz ve farklılar.
ASH'lerin, Vetrina'da çeşitli modellerini, benzerlerini İstinye Park'ta ki Kurt Geiger'de bulabilirsiniz, hem de şu an bayıldığım Kurt Geiger'da indirim var...

Cuma, Ocak 7

STYLOGAMI®: Kat Kat Giyinme Sanatı #1_ Siyah- Beyaz Tutkusu

 
Çoookkk soğuk günlerden biriydi. Böyle günlerde nasıl giyiniyoruz. Tabiki KAT KAT. Ben zaten kat kat giyinmeye bayılardanım. Atletin üstüne, t-shirt onun üstüne ince bir triko yada ceket, üstüne şal veya hırka... şeklinde uzayıp gidebilir bu liste. Bende düşündüm ve böyle bir giyinme sanatı olduğuna karar verdim adını da STYLOGAMI® koydum:)
 
Siyah mont// Zara, Siyah beyaz kısa hırka// Desigual, Siyah deri görünümlü pantalon// H&M,  
Siyah triko// MNG, Spor ayakkabılar// Adidas by Jeremy Scott



Aslında çok önceden aldığım özel tasarım Jeremy Scott'larımı bu aralar pek giymiyordum ama hava soğudu ve Barcelona'dan aldığım siyah beyaz desenli -çok sevdiğimiz İspanyol markası- Desigual hırkayla, üstündeki şirin çizimler birbirini tamamladı.

 
1- 2- 3..Go!!!


STYLOGAMIye geri gelecek olursak; buyrun adım adım STYLOGAMI®
  1. Beyaz bir atlet alıp giyiyoruz, üstüne siyah trikomuzu geçiriyoruz.
  2. Sonra üstüne kısa hırkamızı giyiyoruz.
  3. Ve en son olarak montumuzu giyip kendimizi sokağa atıyoruz. Günün her saatine hazırız!

Çarşamba, Ocak 5

Karl ve Blake Mükemmel Kombinasyon!


 Kaç zamandır kulağımıza gelen dedikoduların gerçek olduğu ortaya çıktı. Chanel'in yeni Mademoiselle handbag line'ı için Blake Lively ve Karl Lagerfeld Nisan 2011'de göreceğimiz kampanya için objektif karşısına geçti. Karl fotoğraflarını çektiği Blake için, onunla çalışmanın kolay olduğunu çünkü herkesin  Gossip Girl'ün güzeline hayran kaldığını söylüyormuş. Bu ikilinin yaratacağı çalışmanın süper olacağına hiç şüphem yok. Dört gözle bekliyoruz!!!

Blake günlük hayatında da Chanel'in değişik modellerini tarzına göre kullanıyor. Benzer görünüm için indirimde olan Zara, Twist ve Topshop'a göz atabilirsiniz.


 
Karl Lagerfeld'in -sarı saçları, ışıldayan cildiyle- tam bir Amerikan Rüyası dediği yeni gözdesi Blake Lively'le başka bir Chanel gecesinde..

 Fit vücuduyla katıldığı bu davette, Blake Lively Chanel Cruise koleksiyonundan elbisesiyle harika görünüyor.

Pazartesi, Ocak 3

Aramızda Kocaman Bi' Fark Var!



ERKEK

-Ee nası gidio senin kızla?
- İyi işte nası olsun?

KADIN

-Ee napıyo bakalım sevgilin?
-İyi valla gerçi geçen gün acayip sinirimi bozdu. İştekilerle yemeğe gidiyorum dedi bak 5 kere aradım açmadı sonra geri aradı neymiş efendim iş konuşulurken bakamamışmış, dedim bari mesaj atsaydın, geri aradım ya diyor delirdim delirdim.. Zaten bu erkekler hep böyle…

* * *

ERKEK

-Abi ne yaptın aradın mı geçen gün tanıştığın kızı?
-Yok ararım bi ara.

KADIN

-Ee geçen gün tanıştığınız çocuk aradı mı?
-Yaaa aramadı! Ertesi gün bütün gün arar diye bekledim, yok hayır madem aramayacaksın telefonumu niye istiyorsun? Ben mi arasam acaba ama yok yok dur biraz daha beklerim daha iyi dimi? Yok ya da beklemesem mi? Arar mı sence? Ne zaman arar? Mesaj mı atar acaba? Atmazsa napsam?

* * *

ERKEK

-Abi akşam bize gelin derbiyi bizde izleyelim üstüne de bi playstation turnuvası..

KADIN

-Kızlar akşam bize gelin DVD filan izleriz dedikodu yaparız. Ay bir film aldım nasıl güzel sonuna kadar ağla ağla bi hal oldum onu izleriz.

* * *

ERKEK

-Abi Aslı'yı çağırdım akşama 5-6 kız geliyorlar!
- Ooo kızlar güzel mi acaba oğlum?

KADIN

- Akşam Emreler çağırdı onlarla gideriz.
- Yaa ne giycez? Askılı mı giysem pembe gömlek de olur ya da geçen gün giydiğim siyah t-shirtü giyebilirim altına ne giysem kot giysem hangi kotu ama? Koyu renk olanı mı dar paçayı mı yoksa hafif yüksek belliyi mi? Ay giyecek hiçbir şeyim yoook!

* * *

ERKEK

- Ali'nin yeni kızı gördün mü abi?
- Evet abi taş gibi hatun.

KADIN

- Kızım Ayşe'nin sevgilisini gördün mü?
- Ay görmez olur muyum? Hayır anlamıyorum o kadar yakışıklı çocuk o kızda ne bulmuş? Zaten onda şeytan tüyü var, ben anlamıyorum ki nasıl buluyor öyle çocukları…Bir de güzel olsa gam yemicem bu işte bi yanlışlık var ama çözemedim…

* * *

ERKEK

- Mehmet evleniyormuş duydun mu?
- Bi kaptırdı o da o kıza oğlum yapma etme dedik yine dinlemedi kendi bilir artık yaksın başını.

KADIN

- Aslı evleniyormuş duydun mu?
- Yaaa evet ne güzel dimi!! Zaten herkes sıradan evleniyor, bir biz kaldık. Benim merak ettiğim nasıl ikna etti o çocuğu evliliğe? Düğünü ne zaman olur acaba? Nerde yapar dersin? Asıl gelinliği nasıl olacak acaba ya? Biz ne giysek?

* * *

ERKEK

- Noldu senin kızla barıştınız mı?
- Yok.

KADIN

- Noldu Ali'yle barıştınız mı?
- Hayır o gün sana anlattım ya kavgayı ondan sonra aradı açmadım, ertesi gün aradım o açmadı bekledim geri arar diye bütün akşam aramadı biliyordum zaten kesin başkası var demiştim ben sana dimi? Aldatıyor beni bak kesin yoksa bu kadar uzatır mıydı? Benden mi bekliyor acaba? Yok kesin artık sevmiyor beni. Gurur mu yaptı dersin? Ama ben haklıyım o niye gurur yapıyor? Ya acaba ben mi yanlış anladım söylediklerini, dur bak bi daha anlatıyorum…

* * *

ERKEK

-Abi geçen gün tanışmıştınız ya Kerem'le o da geliyor akşam.
-Tamamdır.

KADIN

- Hani geçen gün tanışmıştınız ya Ayşe'yle o da uğrayacakmış akşam.
- Ne? Hayır istemiyorum ben o kızı benim masamda. Ne demek uğrayacakmış bana mı sordu. Hayır o gelirse ben gelmiyorum o zaman. İlk gördüm bi sevmedim ben o kızı, o gün bi merhabalaştık bi daha selam bile vermem yok hayır aaaaa…

* * *

ERKEK

- Kardeşim nasıldı buluşma, nası kız?
- İyi ama biraz bacakları kalın galiba abi bilmiyorum ki!

KADIN

- Nası çocuk nası gitti buluşma?
- İnanılmaz romantikti anlatamam sana, bu kadar mı güzel konuşur bir insan. Yok bu sefer kesin aşık oldum, o kadar kibar o kadar düşünceli ki anlatamam…Önce beni evden aldı….



VS. VS. VS.DİYORUM YA ARAMIZDA KOCAMAN BİR FARK VAR!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...