Çarşamba, Kasım 3

Oyun Başlasın!

Evet beyler haklısınız, uslu, sessiz, aklı başında tabiri caizse evlenilecek kız kalmadı, peki niye kalmadı biliyor musunuz? Çünkü siz her ela gözlü çöl ahusunu elde edilecek kız olarak gördünüz hatta kahve, yeşil, mavi gözlüleri de! Ve her birinin ruhunda sinir bozucu, isyan ettirici izler bıraktınız. Önce korunaklı cam fanuslarını yıktınız sonra da dünyanın en saf, en temiz, en iyi kalpli kızı arayışına girdiniz. Ne iyi ettiniz!
Biz baktık ki, kendimiz gibi olmak gereğinden fazla hasar bırakabiliyor, düşündük taşındık sizi taklit etmeye karar verdik. Kimimiz sizin oyunlarınızda çok başarılı olduk, elinizi görüp sizi bile yendik kimimiz de yola daha yeni çıktık.
Mesela biz aldatmayı sevmezken, o kadar çok aldatıldık ki “aldatmakta güzel bir şey herhalde” diye düşünür olduk. Kimimiz yaptı, kimimiz sadece aklından geçirdi ama herkes çokça sorguladı.
Bizler yalandan nefret ederken sizlerin o kadar çok yalanını yakalar olduk ki saflık üniversitesi mezunu bünyemize yalan ve yalancılık sanatı yüksek lisansı yaptırıp size sizin yalanlarınızla karşılık vermeye başladık.
Ya da biz insanları kolay kolay terk edemez, nedensiz çekip gidemezken, ilişki kesme, aşkı bitirme konularını dan dun yapabilmeye başladık çünkü böyle gördük böyle taklit eder olduk.
Hiçbirimiz yapımız gereği yarınını düşünmeden edemezken, hepimiz birden “heeey anını yaşa, yarını yarın düşünürsün yeaah” felsefesini yaşamaya başladık çünkü sizin öyle yaptığınız için asla incinmediğinizi gördük.
Hatta bayrağı sizden devraldık seçme hakkımızı kullanmaya başladık. Gidip istediğimiz adamı biz elde etmeye çalıştık, taktik yaptık, fır döndük.
Yani biz sizin sahip olduğunuz bütün “karşı cinsle iletişim ve ilişki kurma” donanımınızı kendimize uyarlayıp kullanmaya başladık. Yani sizi sizin silahınızla yenebileceğimizi fark ettik, uyanıklık ettik. Yani dengeler değiştikçe artık sizin işiniz bizden daha zor, şimdi ilişkiler için biraz da siz çabalayıp ter dökeceksiniz. Biz artık isteyene canımız fedayken, istemeyene yol yakınken elveda deriz.
Oyunlarınıza oyunlarımızla karşılık veririz. Gerektiğinde susar, gerektiğinde sesimizi yükseltiriz. Biz var ya biz artık felaket şeyleriz!
Aslında itiraf etmeliyim ki siz bulamasanız da biz hala temelde o saftirik kızlarız. Tek farkımız zaman içinde mutasyona uğrayıp bukalemun özelliği edinmemiz. Artık istediğimiz kişiye istediğimiz karakteri gösteriyor, ağlayıp zırlayıp üzüleceğimiz varsa da bunu kendi içimizde halledip anında örtbas edebiliyoruz. Yani amazonlar asla ağlamaz diye bir kural yok aslında, ağlar da canı isterse belli eder, isterse belli etmez artık. Yani canı isterse gelir, isterse gider, isterse seçilir, isterse seçer, isterse vardır, isterse yok. Yani siz bizi fark etmeden birer TESTERE ordusu haline getirdiniz. Tebrik ederiz!
Bu durumda “Tebrikler ve oyuna hoş geldiniz beyler. Sizinle tıpkı bizle oynadıklarınız gibi bir oyun oynamak istiyoruz. Yalnız belirtmeliyiz ki bulmacayı çözüp bizi elde edebilmeniz için yalnızca 2 saatiniz var. 2 saat sonra sizin oyunlarınız sizi yok ederek hayatımızdan sonsuza dek temizleyecek. Öyleyse, oyun başlasın!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...